Skip to main content

Bilgisayarlar, telefonlar, ATM’ler, kiosk’lar, saatler… onlar her yerdeler: Makineler ve Arayüzleri. Onlarla gitgide daha sık ve yakın iletişim kuruyoruz. Arayüzlerle iletişimimizden beklentimiz daha da artıyor. Bizi selamlasın, bize teşekkür etsin, hatta endişelensin, bizi anlasın veya kibarca uyarsın istiyoruz. Ve bunun ötesinde arayüzlerin makine ile konuşur gibi değil, insanla konuşur gibi olmasını istiyoruz.

First Touch: Hi…

Görsel 1-2

 

İlk iletişim bir “merhaba” ile başlar. Merhaba bir ısınmadır, telefondaki kişiye ‘pizza sipariş etmek istiyorum’ demezsin, ‘merhaba, pizza sipariş etmek istiyorum’ demen daha normaldir. İlk kez karşılaşılan arayüzlerden bir karşılama ekranı beklemek olağandır. Bu karşılama ekranının iletişim dili sistemle aramızdaki buzu eritecek ilk adımdır (Görsel 1 ve 2).

Bilgilendirici (Informative) İletişim

Sistemleri tasarlayan mühendisler/tasarımcılar insan olmalarına rağmen bazen arayüze yansıttıkları dil sistem diline daha yakın olur. Arayüzdeki sezilebilir olmayan bir tasarım öğesi veya bir fonksiyon kendini anlatmamayı tercih eder.Bu tip iletişimin tam tersi örnekler de vardır.

Fotoğrafta Google Hangouts’u bilgilendirici iletişime örnek gösterebiliriz (Görsel 3). Görsel 4’te Google sesle arama ikonuna basıp konuşmaya başlamadığınızda arayüz size bilgi mesajı verir.

 

blank

Görsel 3-4

 

Yeni kullanmaya başladığınız bir içerik web sitesi veya uygulamasında kendi dashboard’unuz sizi boş karşılayacaktır. Daha iyi olan boş bir alanla karşılaşmaktansa tumblr’ın yaptığıdır (Görsel 5). Kullanıcıları boşlukla karşılamak yerine yönlendirici mesaj ve call-to-action butonuna yer vermek daha kullanıcı odaklı bir davranıştır.

blank

Görsel 5

 

Bir uygulama, indirme işlemi sürecinde de sizinle iletişim halinde olabilir. Dropbox’ın indirme ekranındaki bilgilendirici arayüzünü görebilirsiniz. (Görsel 6.1 ve 6.2)

blank

Görsel 6.1

blank

Görsel 6.2

Duyarlı (Sensitive) İletişim

Küçük kızınızın ilk adımlarını telefonunuzla videoya kaydettiğinizi düşünün. Birkaç saniye sonra ‘cihazda yeterli yer yok’ uyarısıyla işlemin durdurulmasını mı isterdiniz, yoksa ‘bellek dolmak üzere, bir şey yap’ uyarısı almayı mı (Görsel 7)? Dropbox carousel uygulaması ise cihazınızda yer açıyor ve sizi rahatlatıyor.

blank

Görsel 7

Bu başlığın en çok hakkını veren hareketi Slack’ten… Slack’e yeni üyesiniz ve bakamadığınız mesajlar artmakta ise slackbot’tan şu manada bir mesaj alıyorsunuz; (Görsel 8) ‘özge, ilk başta her mesajda bildirim alıyor olman güzel geliyor olabilir, ama zamanla seni fazla meşgul de edebilir. Bu yüzden belki bildirim ayarlarından değişiklik yapıp yalnızca belirli mesajlarda bildirim almayı tercih edebilirsin’. İnce ve doğru bir düşünce.

blank

Görsel 8

 

Markette alışveriş yaptınız, kasadasınız sepetinizi boşaltıp ödemeyi yaptınız ve tam çıkacakken kasiyer sepetinizde diş macununuzu unuttuğunuzu farkedip sizi uyardı. Bu hoş bir davranış. Aynı davranışı online alışveriş yaparken de yaşayabilirsiniz. Bu örnekteki kasiyer ile farklı amaçla olsa da, Starbucks sepetinde ürün bırakan müşterisine mail atarak hatırlatma yapıyor (Görsel 9). Böylece sistem sizinle bağını koparmadığını hissettirerek satma şansını ikinci defa deniyor.

 

blank

Görsel 9

 

Bazen sistemler biraz daha fazla duyarlı olmak isterken işler çok ters de gidebilir. Örneğin Facebook ‘Year in Review’ özelliği ile kullanıcılarının en güzel anılarını özetlemek niyetindeyken işler bu sefer istendiği gibi gitmemiş (Görsel 10).

blank

Görsel 10

Özge Sevindir
UXservices – Kullanıcı Deneyimi ve Kullanılabilirlik Uzmanı