Skip to main content

Ekipçe yer aldığımız projeler arttıkça, görüyoruz ki her sektörün kendine özgü kullanıcı deneyimi farklılıkları ve kesişim alanları belirginleşiyor. Var olan tasarım alışkanlıkları ise evriliyor. Bu yazımızda özellikle e-ticaret platformları için geçerli birkaç tespitimizi bu ve ilerleyen dönemde kaleme alacağımız bazı yazılarımızda paylaşacağız.

Lazy Sign-Up

Lafargue ile Tembellik Hakkı’nı tartışmak ister miydiniz, onu bilemiyoruz. Ama tembel işi kayıt/giriş fonksiyonlarının çoğu etkileşimi kolaylaştırdığını sanıyoruz ki tartışmaya pek gerek yok.

Lazy sign-up -yani sosyal medya hesaplari ile üyelik- ile ziyaretçilerin üyelik formuyla vakit geçirme zahmetini kaldırıyor ve dolayısıyla ziyaretçi platformun dehlizlerine daha hızlı dalarak conversion rate’leri olumlu yönde etkiliyor.

Projelerimizde bazı kullanıcıların aşağıdaki gibi sebeplerle üyelik formlarını doldurmaktan kaçındığını gözlemliyoruz:

“Sana güvenebilir miyim?”

Her ne kadar sosyal medya API’ları daha fazla bilgi alma yeteneğine sahip olsa bile, formlarda soruların açık biçimlerde sorulması nedeni ile birçok kullanıcı “Bu kadar bilgimi ne yapacaklar?”, “Bu da mı zorunlu bilgi?”, “Numaramı verirsem mesaj yağmuru başlar.” gibi düşüncelere kapılabiliyorlar. Hatta doğrulanamayacak bilgileri hatalı biçimde girerek database’inizde çıkarması kolay olmayan lekeler yaratabiliyorlar.

“Hangi birini aklımda tutayım?!”

Günden güne artan kullanıcı adları ve şifreleri hafızada tutmak zorlaşıyor, belki birçoğumuz aynı şifreleri kullanmayı tercih ediyoruz ama bu da ayrı tehlikeler taşımakta.

“Bir daha kim bilir ne zaman geri geleceğim”

Sık alışveriş yapmadığı bir web sitesinden satın alma yapacak kullanıcı üyelikle uğraşmak istemiyor.

Genel kanıyı destekler şekilde kendi projelerimizde de lazy sign-up işleminin yeni üyelik ve conversion oranlarını pozitif etkilediğini görüyoruz. Fakat unutmamak gerekir ki, sosyal medya kullanmayan veya buradaki bilgilerini paylaşmak istemeyen kullanıcılar için daima bir sign-up formu seçeneği bulundurmakta fayda var.

Ziyaretçiyi Hareketlendiren Farklı Etkileşimler

Sevdiğiniz birine, onun ilgi alanına giren fakat sizin pek de aşina olmadığınız bir hediye almaya karar verdiyseniz biraz yardım almak işinize yarayabilir. Böyle bir amaçla bir mağazaya girdiyseniz, “soran gözlerle” etrafa bakışlarınızı yakalayacak iyi bir satış danışmanı sizin süper bir Zebra olduğunuzu (bkz. Selling to Zebras) hemen sezip, en uygun ürünü almanızı sağlamak için yardımcı olmak üzere yanınıza gelecektir.

Dijital ticaret platformlarında bu geleneksel ve güzel etkileşim, genellikle yerini search ya da browse gibi tek yönlü iletişimlere bırakır. Bu tasarım ne aradığından pek emin olmayan kullanıcılara ihtiyaçları olan temel yönlendirmeleri sağlayamayacaktır. Haliyle kullanıcı istediği o bilinmeyen ürünü sitenizde bulamayacak; muhtemelen önce Google’a, sonra çeşitli forumlara savrularak konudan (ve tabii ki siteden) uzaklaşacaktır.

Fakat TheWhiskyExchange.com’daki ‘Gift Finder’ gibi oldukça basit sayılabilecek bir rehber ile bu ihtiyaca eğiliyor ve kafası karışık zebraları birkaç adımda uygun ürünlere yönlendiriyor.

blank

Bağlamsal Fotoğraflar

Özellikle niş alanlara odaklanmış e-ticaret platformlarının önem vermesi gerektiğini düşündüğümüz bir diğer konu ise ürün fotoğrafları. Örneğin bir spor çantasının Lightbox’ta çekilmiş bir fotoğrafı ve aynı çantanın içinden dökülen spor malzemeleri ile çimler üzerinde göstermenin yarattığı etkinin farklı olduğu çok açıktır.

Biz projelerimizde bu tip seçimleri Persona’lar doğrultusunda yaparak conversion artışı yakalandığını birçok defa deneyimledik. Ve tahmin edersiniz ki bunlardan “Doğru olan bu, yanlış olan ise şudur!” gibi bir anahtar ise maalesef yok.

blank

Mesela Belroy, ürün fotoğraflarını kullanım alanları içine koyulabilecek objelerle birlikte sunar. Böylece insanlara hem ürün ve nesnelerin boyutlarının karşılaştırabilmesi sağlanır hem de ürüne dokunma ve hissetme algısı yaratılır.

Fakat Zara ise, “stüdyo fotoğrafı” formatını daha fazla kullanır.

blank

Favorilerime Ekle, Ya Sonra?

Birçok e-ticaret sitesinde favori listesi oluşturma (wishlist) imkanı vardır. Wishlist’ler hem kullanıcı hakkında daha çok ve direkt bilgi edinmek hem de kampanya verimliliğini arttırmak için yaygınlıkla kullanılan verimli araçlardandır. Bildiğiniz üzere birçok global aktör de bu uygulamaya sahiptir.

Fakat her alanda olduğu gibi ufak iyileştirmeler burada da yapılabiliyor. Örneğin wordery.com herhangi bir ürün wishlist’inize ilk kez eklenirken ‘Fiyatı düşünce haber ver’ ve ‘3 aydan fazla süre unutursam hatırlat’ gibi seçenekler sunarak deneyimi her iki taraf için daha verimli hale getirebiliyor.

Diğer bir güzel uygulama ise Add to Amazon Wishlist adlı Google Chrome eklentisi olduğunu söyleyebiliriz. Bu eklentiyle herhangi bir web sitesindeki ürünleri Amazon hesabınızdaki whishlist’inize ekleyebiliyorsunuz.

Jeff ve Ched Koser tarafından kaleme alınan Selling to Zebras kitabının ilk chapter’ına şuradan ücretsiz ulaşabilirsiniz.
Lafargue’ın The Right to Be Lazy kitabına şuradan ulaşabilirsiniz.

Özge Sevindir
UXservices – Kullanıcı Deneyimi ve Kullanılabilirlik Uzmanı