Skip to main content

Kullanılabilirlik bildiğimiz üzere, kullanıcıların bir arayüzü ne derece kolay kullanabildiklerini ölçen bir değerlendirme ölçütüdür ve kullanılabilirlik değerlendirmesi yapmak için çok çeşitli bir yöntem yelpazesinden uygun olanları seçebiliriz.

Kullanılabilirlik araştırmalarında doğru değerlendirmeler yapabilmek için genellikle kullanılabilirlik heuristic’leri olarak adlandırdığımız, tasarım prensiplerine başvurulur ve bunlardan en yaygın olarak kullanılanı çoğumuzun bildiği Nielsen Norman Grubu’nun 10 Usability Heuristics (1995) adlı çalışmasıdır.

Bu tasarım prensipleri seti, her ne kadar araştırmacıların geniş çapta iyileştirmeler bulabilmelerine imkan veriyor olsa da; alternatif setleri ve sistemleri incelememizde de fayda var.

Bilişsel Boyut Modeli

Kullanılabilirlik araştırmalarımızda kullandığımız Heuristic’leri Thomas Green tarafından 1996 yılında hazırlanan bilişsel boyut modeli ile zenginleştirebiliriz. Bu model daha çok programlama dili için kullanılıyor olsa da, kullanılabilirlik alanına uyarlandığında da doğru sonuçlar veriyor.

Bu modelin kapsadığı 14 temel tasarım prensibine daha yakından baktığımızda en az Nielsen Norman grubun hazırladığı prensipler kadar besleyici olduğunu ve farklı bir takım durumlara da göz kırptığını görüyor olacağız.

Bilişsel Boyut Modeli’nin 14 Kullanılabilirlik Prensibi:

1. Kıvam [Viscosity]

Sıvılarda kıvamı belirten bu terim, bilgi teknolojileri düşünüldüğünde sistemin akış hızını belirtiyor. Kullanıcıların bir işlemi yapmak için harcadıkları efor ve zaman ne kadar fazlaysa ürünün kıvamı o derece yoğun olacaktır. İyi bir kullanıcı deneyimine sahip olmak için ürünün olabildiğince az kıvamlı / akışkan olması gerekir.

2. Görünürlük [Visibility]

Görünürlük, kullanıcıların amaçladıkları işlemi tamamlamak adına ihtiyaç duydukları ögelerin konumunu ne derece kolaylıkla bulabildiklerini ölçer. Sistemin, bilgiyi saklamadan açıkça kullanıcıya sunuyor olması kullanıcının bilişsel yükünü arttırmamak adına önemlidir. Kullanıcıların bilgiye ulaşma süreleri arttıkça sistemin görünürlüğü azalarak, kullanıcı memnuniyeti düşecektir.

3. Olgunlaşmamış Karar [Premature Commitment]

Kullanıcıların bir karar vermeden önce bu kararlarıyla ilgili bütün gerekli bilgiye ulaştıklarından emin olmalıyız. Yeterli bilgi verilmeden kullanıcıdan bir kararı onaylanması beklenirse, bu durum “olgunlaşmamış karar” olarak adlandırılır.

Örneğin e-ticaret sitelerinde satın alma sırasında ögelerin doğru bir sırada dizilmesi gerekmektedir. Fiyat bilgisini bilmeyen kullanıcıdan ürünü satın almasını istemek yanlış olacaktır.

4. Gizli Bağıntılar [Hidden Dependencies]

Site üzerindeki iki öğe birbirine bağlı olarak değişiyorsa, bu bağlılık açık olmalıdır. Kullanıcıya bu işlemi yaptığında diğer ögelerin de bundan etkileneceği bilgisinin verilmesi gerekmektedir.

5. Rolün Dışavurumu [Role-Expressiveness]

Sistem üzerindeki herhangi bir elemanın ne işe yaradığı başka bir bilgiye gerek kalmadan kullanıcı tarafından anlaşılabilir olmalıdır. Site üzerinde kullanılan bir simge, sembol, ifade kendini açıkça ifade edebilmelidir. Böylelikle kullanıcının bilişsel yükü azalacaktır. Bu durum öz-açıklayıcılık olarak da ifade edilebilir.

6. Hata Yapma Eğilimi [Error-Proneness]

Sistem üzerinde kullanılan terimler ve semboller kullanıcının hata yapma eğilimini belirler. Açık ifadeler kullanılarak yapılandırılmış diyalog kutuları kullanıcıların hata yapma eğilimini azaltacaktır. Bunun tam tersi durumlar ise kullanıcının kafa karışıklığı yaşamasına yol açacaktır. Örneğin yeşil bir “İPTAL ET” butonu kullanıcıları hata yapmaya itecektir.

7. Soyutlama [Abstraction]

Sistem üzerinde benzer özellik gösteren bir takım ögelerin, akışı hızlandırmak ve ögenin anlaşılabilirliğini arttırmak için gruplanması durumudur. Soyutlama aynı zamanda etkileşimin şeklini değiştirerek, gelişmesini sağlamaktadır.

8. İkincil Eleman [Secondary Notation]

Arayüz üzerindeki bir ögenin kullanıcılara ekstra bilgi sağlamak veya anlamı güçlendirmek için ikincil bir elemanla desteklenmesi durumudur. İkincil elemanlar, asıl elemanın bir parçası değildir ve anlamı değiştirmez, yalnızca anlamı güçlendirirler. Örneğin metin yanında ikon kullanımı bu duruma bir örnektir.

9. Doğru Eşleştirme [Closeness of Mapping]

Sistem içerisindeki arayüz elemanlarının yaptıkları işlemin sonucunu doğru belirtiyor olması gerekir. Başka bir deyişle kullanılan ifadeyle yapılan işlem birbiriyle eşleşmelidir. Örneğin “TÜM ÜRÜNLER” seçeneği “ÇOCUK ÜRÜNLERİ” sayfasına yönlendiriyorsa, burada doğru bir eşleştirmeden söz edilemez.

10. Tutarlılık [Consistency]

Tutarlı elemanlar, kullanıcıların sistem içerisinde gezinirken bu elemanları kolayca tanımasını sağlarlar. Örneğin aynı işleve sahip elemanların farklı sayfalarda aynı gösterim biçiminde yer alıyor olması kullanıcının bilişsel yükünü azaltarak, öğrenilebilirlik ve bulunabilirliği arttıracaktır.

11. Karmaşık Anlatım [Diffuseness]

Sistem üzerinde kullanılan dilin oldukça yalın, sade ve kolay anlaşılır olması gerkir. Herhangi bir durumu anlatmak için ne kadar az kelime ve alan kullanılırsa kullanıcı deneyimi açısından o kadar iyi olacaktır. Sayfanın fazla uzun olması, ikonların çok büyük olması gibi durumlar da kullanıcıları zorlayacaktır.

12. Zihin Yorucu İşlemler [Hard Mental Operations]

Kullanıcının bilişsel yükünü arttıracak tüm işlemler kullanıcı için zorlayıcı niteliktedir. Sistem bir işlemi gerçekleştirmeyi karmaşıklaştırıyorsa ve örneğin kullanıcılar bu işlemi yaparken başka bir yere not alıyorsa bu durum sistemin zor kullanıldığının bir işaretidir.

13. Öngörü [Provisionality]

Kullanıcıların bir işlemi yapmaya karar vermeden önce, bu kararın getireceği değişiklikleri önceden görebiliyor olmasıdır. Bu durum olgunlaşmamış karar durumunu da azaltmaktadır.

blank

14. Süreç İçi Değerlendirme [Progressive Evaluation]

Sistemin kullanıcının bulunduğu süreç içerisinde kullanıcıya geri bildirim sağlama durumunu ölçer. Kullanıcı sistem üzerinde bir işlem yaparken, nasıl bir ilerleme kaydettiğini ve daha ne kadar yolu olduğunu bilmek isteyecektir. Örneğin, uzun okuma parçaları için yazının ne kadarının okunduğu ve daha ne kadar okunması gerektiğini kullanıcıya doğrudan haber veren sistem doğru bir kullanıcı deneyimine sahip olacaktır.

blank

(Kaynak)

Ahmet Erşanlı
UXservices – Kullanıcı Deneyimi Tasarımı & Kullanılabilirlik Uzmanı