Skip to main content

Tasarım dünyasında “Erişilebilirlik” kavramı günümüzde daha çok görme bozuklukları yaşayan kullanıcı gruplarıyla özdeşleştirilmiş gibi olsa da; aslında bedensel yetenekleri kısıtlanmış veya kısıtlanmamış tüm bireylerin, fiziksel ya da dijital ürünlere aynı kolaylıkta ulaşabiliyor ve onları kullanabiliyor olmasıdır.

İnternet kullanıcıları arasında karşılaşabileceğimiz bedensel engelleri sıralayacak olursak bunları 4 farklı kategoride inceleyebiliriz ve erişilebilirlik problemlerini de bu durumların doğru algılanmasıyla başlayarak çözebiliriz.

Dijital Dünyadaki Engel Kategorileri Nelerdir?

  • Görme Bozuklukları: Görememe, görme azlığı, renk körlüğü gibi
  • Duyma Bozuklukları: Duyamama, duyma zorluğu gibi
  • Motor Sistemi Bozuklukları: Sınırlı motor kabiliyetler, mouse ve dokunmatik ekran kullanımı zorluğu gibi
  • Zihinsel Engellilik: Öğrenme zorlukları, dikkat dağınıklığı, odaklanma zorlukları olarak sıralanabilir.

Bu bedensel engelleri erişilebilirlik kapsamında ele aldığımızda, bu engellere sahip bireylerin internete ulaşabilmek için kullandıkları teknolojik cihazları da iyi anlıyor olmalıyız. Örneğin görmeyen bir bireyden bahsettiğimizde onun internete bir ekran okuyucusu sayesinde ulaşabildiğini ya da motor kabiliyetleri azalmış bireylerin mouse kullanamadığını, dokunmatik ekranlara ağızlık gibi yardımcı cihazlarla ulaşabildiğini bilmeli ve geliştirilecek çözümlerin bu doğrultuda yapıldığından emin olmalıyız.

İnternet teknolojileri gelişmeye başladıkça ve internette görsel kullanımı artarak sayfalar karmaşıklaştıkça özel ihtiyaçları olan kullanıcı grupları için de internet kullanımı giderek zorlaştı. Bu sebeple, bu zorlukları aşmak için bir takım erişilebilirlik kriterlerine uyum sağlayarak, tasarlanan web sitelerini erişilebilir hale getirmek gerekti. Bunu yaparken W3C (World Wide Web Consortium) tarafından hazırlanmış internet erişilebilirliği standartları rehberine başvurarak ve basit bazı düzenlemeleri yaparak, internet sitelerinin bütün kullanıcı grupları tarafından erişilebilir olması sağlanabiliyor. Ancak bu kriterlerin ve yapılabilecek iyileştirmelerin detayına girmeden önce erişilebilirliğe neden ihtiyaç duyduğumuz ve bu meseleye nasıl yaklaşmamız gerektiğiyle ilgili bir takım durumlardan bahsetmek gerekecektir.

Erişilebilirliğe Neden Daha Çok Özen Gösterilmeli?

Kullanılabilirlik çalışmalarının, kullanıcılara daha doğru kullanım hizmeti sağlamak için yapıldığını biliyoruz. Bu konuyla ilgili çözülmesi gereken asıl problem insan-bilgisayar etkileşiminin iyileştirilmesidir. Bu durumda, teknolojinin yaygınlaşmasıyla, “insan-bilgisayar etkileşimi” kavramındaki “insan” tanımının da genişletilmesi gerekir. Jakob Nielsen da erişilebilirlik konulu makalesinde buradaki en önemli meselenin engelli bireylerin de insan olarak ele alınması olduğunu ve interneti kullanırken herkes gibi işlerini geliştirmek veya günlük ihtiyaçlarını karşılamak için kullandıklarını unutmamamız gerektiğini belirtiyor. Yani kısacası, özel kullanıcı gruplarının da “insan” olduğunu ve insan-bilgisayar etkileşimi iyileştirmelerinde diğer kullanıcı gruplarından farksız olduklarının altını çiziyor.

Son zamanlarda dünyada e-bay gibi büyük platformların erişilebilirlikle ilgili birçok iyileştirme yaparak, sitelerini özel ihtiyaçları olan kullanıcı grupları için de kullanılabilir kılmaya başladığını görüyoruz. Bu tür yaklaşımlar diğer platformları da teşvik ederek bu konuda bir farkındalık yaratmaya başlıyor diyebiliriz. Ancak buna rağmen erişilebilirlik konusunun birçok yerde hâlâ bir sosyal sorumluluk projesi formatında ele alındığını da görüyoruz. Bu da kurumların erişilebilirlik konusunu olması gerektiğinden çok daha arka plana atmasına veya engelli kullanıcılar için daha az fonksiyonlu alternatif ürünler üretmesine yol açıyor (özellikle fiziksel ürünlerin kullanılabilirliği düşünüldüğünde).

Dünya nüfusun %15’inin, Türkiye nüfusunun ise %12’sinin engelli birey olduğu düşünüldüğünde, bu kullanıcıların bir sosyal sorumluluk projesinin öznesi olmaktan çok, kurumların kâr da elde edebilecekleri bir müşteri kitlesi olduğunu bilmek gerekir. Bütün bu koşullar engelli bireylerin sosyal hayata katılım sıklığıyla orantılı olarak gelişiyor olsa da; dışarıya ulaşımı zor olan kullanıcıların internet üzerinden erişilebilirlikleri olması bu kullanıcıları internet özelinde daha da önemli bir hale getiriyor olabilir. Bu sebeplerle aslında erişilebilirlik çalışmaları engelli bireylerin hayata katılımını iyileştirdiği gibi, erişilebilir hizmet sunan şirketler için de kazanılacak müşteriler olarak konumlandırılabilir. Böylece bazı platformlar için herhangi bir UX çalışmasının getirdiği verimlilik gibi, erişilebilirlik çalışması da aynı verimi sağlayacaktır.

Ahmet Erşanlı
UXservices – Kullanıcı Deneyimi ve Kullanılabilirlik Uzmanı