UX projeleri kapsamında tasarımlar, kullanıcı testleri yapıyoruz. İşler kapsamlı olunca aynı proje üzerinde kalabalık ekipler çalışıyor. İyi bir planlama ve görev dağılımı ile kaos yaratmadan projeleri sonlandırabiliyoruz fakat en önemli kısım, UX projesinde iyileştirmeye çalıştığımız alanları final raporunda da kaliteli tutabilmek. İyi bir rapor, hayati önem taşıyor.
Bildiğimiz üzere günümüzde işe alımlarda en çok aranan özelliklerden biri kişinin “ekip çalışmasına” yatkın olması(!). Mülakatlara hazırlanırken içimizden tekrarlayıp durduğumuz doğru cevaplardan biri ise “Ekip hâlinde çalışırken zorluk çekmiyorum.” Hepimiz ne kadar uyumlu insanlar olduğumuzdan, süreçleri ne kadar iyi yönetebildiğimizden, ekip arkadaşlarımızla bir proje üzerinde kolaylıkla çalışabileceğimizden bahsedip duruyoruz. Buraya kadar her şey normal ve olması gerektiği gibi…
Ekip hâlinde toplantılara gittik, testler yaptık, aynı saatte aynı yerde olmayı ve tartışmamayı başardık, harika bir projede emin adımlarla ilerliyoruz. Derken deadline’a 10 gün kaldı ve projenin belki de en zor dönemi geldi çattı: rapor hazırlanacak.
Bu, tüm süreci anlatan, yaptığımız testleri, ürünle ilgili düşüncelerimizi, önerilerimizi içeren bir rapor olacak. Üstelik ürünün problemli yanlarına, markanın çok da üstüne gitmeden değinmemiz gerekiyor. Fikirlerimiz de var, hem de harika fikirler, onları da olduklarından daha harika hâle getirmemiz gerekiyor.
Günün sonunda, tüm ekip, varımızı yoğumuzu ortaya koyarak bir kaç gün ve gece içinde tüm projenin hakkını veren bir rapor yazacağız.
Durumun zorluğunu yeterince anlatabildiğimi düşünüyor, bu aşamada karşınıza çıkabilecek sorunlardan bahsetmek ve naçizane çözüm önerilerinde bulunmak istiyorum.
Aynı dili konuşuyor musunuz?
Bütün projeyi birlikte yürütmüş olabilirsiniz, günlük hayatta ekip arkadaşlarınızın diksiyonları düzgün ve kelime dağarcıkları geniş olabilir, sunumlarda ve topluluk önünde konuşma konusunda da iyi olabilirler. Ancak rapor yazmak başlı başına farklı bir durum.
Raporu yazarken birkaç kişi ortaklaşa bir doküman hazırlayacağı için belirgin farklılıklar ortaya çıkacaktır. Burada hayat kurtaracak olan, en başından raporda nasıl bir dil kullanılacağına karar vermek olacaktır. “Üründe xx hatalar ‘bulunuyor’ “ mu diyeceksiniz “bulunmaktadır” mı diyeceksiniz. Dil samimi mi olacak resmi mi, kaçıncı kişinin ağzından yazılacak, kişi tekil mi kullanılacak çoğul mu?
Dil konusunda standartlara sahipseniz ve herkes bundan haberdarsa, işinizi gerçekten daha kolay olacaktır. Eğer yoksa bunların hepsini örnek bir paragraf yazarak belirlemek, hissedilir bir fayda sağlar.
Sola mı dayalı, ortalı mı, kalın mı olsun italik mi?
Rapor dokümanında ürünün sorunlarına dair vereceğiniz örnekler, tasarım önerileri, yapacağınız numaralandırmalar, vurgulamak isteyeceğiniz noktalar olacaktır. Eğer bunları nasıl göstereceğinizi standardize etmezseniz, raporun son günü insanoğlunun yaratıcılığına hayran kalabilirsiniz.
Bir “Örnek” yazısı kaç farklı font ve punto kullanılarak, kaç farklı renk ve konumda kullanılabilir, tahmin bile edemezsiniz. Eğer yine standardınız yoksa, ilk gün tüm bu elemanların ve durumların nasıl gösterileceğini belirleyen kılavuz bir sayfa yapmanız işinizi çok kolaylaştıracaktır. Bu kılavuz sayfa, raporda yer alacak olan elemanların hangisi ekranın neresinde yer alacak, kullanılacak punto ve renk nedir, hangi font kullanılmalı gibi soruların hepsine cevap verir nitelikte olmalıdır. Bu sayfa referans alınarak oluşturulan raporda, şekil bazlı hatalar minimuma indirgenmiş olacaktır.
Sana göre kritik olan herkes için kritik mi?
Raporlarda bahsettiğiniz konularla ilgili önceliklendirmeler yapmanız gerekir. Böylece marka, ürün hakkında söylediğiniz şeylerden hangilerine daha çok önem vereceğini bilir ve ona göre hareket eder.
Örneğin bir banka uygulamasında havale yaparken para gitmiyorsa bu uygulama içindeki renk kullanımından çok daha önemli bir problemdir ve önceliklendirmesi de buna göre yapılacaktır. Raporun bir yerinde, çok basit bir hamleyle çözülebilecek problemlere hayati önem atfedilirken diğer bir kısımda çok önemli bir problem ortalama önceliğe sahip olabilir. Bu da marka tarafında güvensizliğe ve kafa karışıklığına sebep olacaktır.
Ekip hâlinde çalışılan bir projenin içinde yer alınıyorsa belki de dikkat edilmesi gereken en önemli konu çalışmanın hiçbir aşamasında bireyselleşmemektir. Konunun bireysel olarak derinine inmek değil, topluluk şeklinde ürünle ilgili ortak bir düşünceye sahip olmak amaçlanmalıdır. Tabii ki bireysel sesler raporu renklendirecek, projeyi zenginleştirecektir. Ancak her zaman bir araya gelmek, ara toplantılar yaparak projede hangi aşamada olunduğunu konuşmak, yapılan çalışmalardan ekibin geri kalanını haberdar etmek gerekir.
İlk günlerden belirlenecek standartlarla projenin tek bir elden çıkmış gibi görünmesi kolaylaşacaktır. Böylece hem birkaç kişinin bakış açısıyla zenginleşmiş, hem de başından sonuna tutarlı bir rapora sahip olacaksınız.
İmge Akbulut
UXservices – UX Designer