Tasarımcılar olarak zamanla yarışa girmeden çalışacağımız ideal dünyayı düşleriz. Maalesef bazı durumlarda kısa zamanda büyük işler yapmamız beklendiği olur. Birkaç hafta önce yer aldığımız, yaklaşık 100.000 günlük kullanıcısı olan bir arayüzün yeniden tasarımı projesi tam da bu bağlamda bir projeydi.
Kullanıcı Deneyimi iyileştirmelerinin Türkiye’de gitgide önem kazanmasına rağmen hâlâ kullanıcılarıyla temas etmenin faydalarının farkında olmayan şirketler var. Bu farkındalığa ancak kullanıcıların hoşnutsuz geribildirimlerinden sonra erişme eğilimi ağır basmakta.
Bazı firmalarsa müşteri memnuniyetini arttırmak için kullanılabilirlik ve kullanıcı deneyimi çalışmalarına gereken önemi vermekteler.
Bir kaç hafta önce Türkiye’nin önde gelen yazılım firmalarından Nebim ile bir proje tamamladık. Ürünleri olan Nebim V3 ERP, gıda dışı toptan ve perakende satış alanlarında günlük 100.000 kullanıcısı olan lider bir yazılım. Özellikle yazılımın raporlama bölümünün kullanılabilirliğini iyileştirmek, uzun soluklu kullanıcı deneyimi iyileştirmeleri projelerinin öncelikli basamağıydı.
UXservices olarak bizim projeye dahil olduğumuz ise tam da bu kısım. Amacımız raporlama arayüzünün yeni kullanıcılar için kolay öğrenilebilir olması ve aynı zamanda varolan kullanıcıların alıştığı arayüzün dışına çok çıkmaması. Bu da çağrı merkezi desteği ve eğitim süreleri ve maliyetlerini azaltacak bir çözüm. Olağan bir UX projesi gibi görünüyor, değil mi? Yanlış değil, tek farkı bunun için sadece 7 günümüzün olması…
1. Gün: Proje Paydaşlarını Tanı
Bir projeye endüstri, kullanıcı kitlesi, ihtiyaçları, problemleri anlamakla başlarız. Kick-off toplantısı süresince tüm paydaşlarla görüşülür ve en doğru UX çözümleri için yol haritası oluşturulur. Nebim’in ihtiyacını karşılayacak en uygun metodolojiyi belirlemek için bir araya geldiğimizde bunun adı Test-Driven Design’dı: kullanıcı geri bildirimlerine dayalı tasarım süreci.
2. Gün: Daha İyiye, Hep Daha İyiye…
Ertesi sabah arayüzün tasarım kapasitesi ve olasılıklarla ilgili görüşmek üzere iş birimleriyle bir araya geldik. Kullanıcıların sıkça yaşadığı sorunları dinledik. Projenin zaman baskısına rağmen iş birimlerinin doğru veri kaynağı olmaları işimizi oldukça kolaylaştırdı.
Bu görüşmenin ardından IT birimleriyle yakın temas hâlinde 3 farklı low-fidelity tasarım konsepti çalıştık. Balsamiq bu iş için neyse ki en pratik araç. Planımız gün sonunda bir tasarımı prototipe dönüştürmekti.
3. Gün: Tıklanabilir Hâle Getir
Prototipleme aşaması boyunca farklı iş birimleriyle yakın temas hâlinde çalıştık. Her bir iş birimiyle yakın çalışmak ve onlara projenin içinde olduklarını hissettirmek çıkan ürünün kalitesini arttıracaktır. Fakat bu durum bazen risk de oluşturabilir, bazı iş birimleri işin içine ağırlığını fazla koyduğunda bakış açısı kullanıcı odaklı olmaktan uzaklaşabilir.
4., 5., 6. ve 7. Gün: Gerçek Kullanıcılarla Test
Projenin kalan 4 gününü gerçek kullanıcılarla gün gün görüşerek ve her günün sonunda geliştirilmiş bir tasarımla devam etmeyi planladık. Her bir iterasyonda 4 kullanıcı olmak üzere toplamda 16 kullanıcı ile görüşecektik. Neyse ki Nebim kullanıcı görüşmelerinin ayarlanması rolünü üstlenmişti.
Her gün bir iterasyonu gerçekleştirmek kulağa zorlayıcı gelebilir ancak oldukça faydalı ve eğlenceli bir süreç oldu. 4 kullanıcı görüşmesi toplamda 2-3 saat sürdü ve her bir görüşmede kullanıcıları dinledik, gözemledik ve notlar aldık. Ardından bulgularımızı paydaşlarla analiz edip olası çözümleri tartıştık. Bu toplantıdan çıkan to-do’ larla bir sonraki iterasyona kendimizi hazırladık ve 4.günün sonunda tasarımı son hâline getirdik.
Sonuç
Test-Driven Design Metodunu uygulayarak zamanın bir UX projesi için bazen kısıt olmayabileceğini deneyimledik. Nebim ve kullanıcıları, masaya daha gelişmiş ve problemlere çözüm getirmiş bir tasarım konulmasından memnun görünmekteler. Zaman bizlere doğru sonucu gösterecektir…